Şimşek, bulutlar arasında gerçekleşen yük deşarjlarına, yıldırım ise yer ile bulutlar arasında gerçekleşen yük deşarjlarına denir. Bulutların nasıl elektrik yükleri ile yüklendiği konusu tam olarak açıklanamasa da yaygın kanı bulutlardaki su taneciklerinin birbirleriyle ve havayla sürtünmeleri sonucu yüklendikleri şeklindedir.
Bulutlar Yüklenince Ne Olmaktadır?
Bu soruya cevap vermek için iletkenlik, yalıtkanlık ve potansiyel farkı konularını hatırlamamız gerekmektedir. İletkenler elektrik akımını iletirler. Yalıtkanlar ise iletmezler, ancak yüksek gerilimlerde (potansiyel fark) yalıtkanlık kalitesine bağlı olarak yalıtkanlar da elektrik akımını iletirler. Bu durum yalıtkanların delinmesi olarak adlandırılır. Yağmurlu bir havayı düşündüğünüzde hava normalde yalıtkan olmasına rağmen yağmur suyundaki iyonlar vasıtasıyla kısmen iletken olur. Buna yer ile bulutlar arasındaki yüksek potansiyel farkı (yük farkı) da eklenince oluşan elektrik alanı doğrultusunda havanın bir kısmı bir koridor boyunca delinir ve yük deşarjına engel olamaz.
Basit olarak iki bulut kümesi düşünelim. Birinin yükü pozitif ve diğerinin yükü de negatif olsun. Bu iki bulut arasındaki yük dengesinin sağlanabilmesi için iki yük arasında yük transferinin olması gerekir. Bunun için de iki bulut yükü arasındaki potansiyel farkın aradaki mesafeye ve yalıtkanlığa rağmen transferi gerçekleştirecek büyüklükte olması gerekmektedir. İşte iki bulut yükü arasındaki potansiyel fark bu düzeye ulaşınca bizim şimşek olarak tarif ettiğimiz olay gerçekleşir. Yani bulut yükleri arasında bir yük akışı (deşarjı) oluşur ve akan bu yük kütlesinin miktarı büyük olduğu için kilometrelerce öteden görülebilen kıvılcımlar ortaya çıkar. Yıldırım da aynen şimşek gibidir. Burada da bir yük deşarjı söz konusudur. Tek fark, bu deşarj, buluttan buluta değil, buluttan yere ya da yerden buluta doğrudur.